Düğünde eğlenmenin dini hükmü nedir?
Düğünde eğlenmenin dini hükmü nedir?
Ziyaretçi
Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Sorular
AİLE HAYATI
Cevap Gönder:
Misafir Kullanıcı tarafından yazılan
İslam dini, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse sosyal hayat ve ahlak ilkeleri itibariyle, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. Fıtrat dini olan İslam’ın, insanın fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının karşılanmasına önem vereceği açıktır. Bu itibarla, insanın maddi/bedensel ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını mubah gördüğü gibi, ruhi-manevi, bedii- estetik ihtiyaç ve arzularının karşılanmasını da aynı şekilde mubah görmüştür.
Müzik, İslam bilginleri tarafından çokça tartışılan ve hakkında lehte-aleyhte çok şey söylenen konular arasında yer almaktadır. Müzikle ilgili her iki tarafın öne sürdüğü gerekçeler birlikte düşünüldüğünde müziğin mutlak olarak yasaklanmadığı, aksine mubah kılındığı, hükmün, müziğin icra ediliş amacına göre değiştiği sonucuna ulaşılır.
Kur’an ve sünnette de müzik dinlemenin haram olduğunu ve müzik dinleyenlerin günahkar olacağını ispata yetecek yeterli açık delil bulunmadığı görülmektedir. Nitekim Rasulüllah (s.a.s.), nikahın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizi, Nikah, 6). Yine bir bayram günü Hz Aişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki cariyeye söz söylemek isteyenlere "Bırakın bu gün bayramdır." diye müsaade etmiştir (Müslim, İydeyn, 4).
Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor: "Benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken Rasulüllah (s.a.s.) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi, derken (babam) Hz. Ebu Bekir (r.a.) içeri girdi. Beni azarladı ve: ‘Rasulüllah’ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha! ‘ dedi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.s.), ona yönelip ‘Bırak onları (söylesinler! )’ buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler." (Buhari, İydeyn, 2). Diğer bir rivayette Hz. Aişe (r.a.) der ki: "Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Rasulüllah (s.a.s.)’dan taleb etmiştim yoksa o (kendiliğinden) mi (bilemiyorum);
-"Seyretmek ester misin? " buyurdular. Ben de:
-"Tabii! " dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı, yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk.
-"Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. Usandığımı fark edince):
-"Yeter mi?" buyurdular. Ben:
-"Evet!" dedim. Bunun üzerine;
-"Öyleyse git!" dediler." (Buhari, İydeyn 2; Müslim, İydeyn, 4)
Amir İbn Sa’d (r.a.) anlatıyor: "Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka’b ve Ebu Mes’ud el-Ensari’nin yanına girdim, bir kısım cariyeler şarkı söylüyorlardı. Ben dayanamayıp: ‘Sizler, Rasulüllah (s.a.s.)’in Bedir Ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil! ‘ dedim. Bunun üzerine onlar: ‘Otur, dilersen bizimle dinle, dilersen git, Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi! ‘ dediler." (Nesai, Nikah, 80)
Bütün bunları göz önünde bulunduran alimler, düğünlerde ve bayramlarda insanların haram sözler söylemeden ve haram işler işlemeden def çalıp, türkü söyleyip oynayabileceklerini ve eğlenebileceklerini söylemişlerdir (bkz. Kettani, et-Teratibu’l-İdariyye, İstanbul 1990, 2/348, 372) Ancak bir kadının özelliklerini tasvir eden, haramları güzel gösteren, cinsel duyguları tahrik eden ve mahremiyet kurallarına riayetsizlik gibi davranışlar caiz değildir.bu yoruma cevap yazıyorsunuz...
Bu Soruya Gelen Cevaplar:
Misafir Kullanıcıİslam dini, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse sosyal hayat ve ahlak ilkeleri itibariyle, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. Fıtrat dini olan İslam’ın, insanın fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının karşılanmasına önem vereceği açıktır. Bu itibarla, insanın maddi/bedensel ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını mubah gördüğü gibi, ruhi-manevi, bedii- estetik ihtiyaç ve arzularının karşılanmasını da aynı şekilde mubah görmüştür.
Müzik, İslam bilginleri tarafından çokça tartışılan ve hakkında lehte-aleyhte çok şey söylenen konular arasında yer almaktadır. Müzikle ilgili her iki tarafın öne sürdüğü gerekçeler birlikte düşünüldüğünde müziğin mutlak olarak yasaklanmadığı, aksine mubah kılındığı, hükmün, müziğin icra ediliş amacına göre değiştiği sonucuna ulaşılır.
Kur’an ve sünnette de müzik dinlemenin haram olduğunu ve müzik dinleyenlerin günahkar olacağını ispata yetecek yeterli açık delil bulunmadığı görülmektedir. Nitekim Rasulüllah (s.a.s.), nikahın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizi, Nikah, 6). Yine bir bayram günü Hz Aişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki cariyeye söz söylemek isteyenlere "Bırakın bu gün bayramdır." diye müsaade etmiştir (Müslim, İydeyn, 4).
Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor: "Benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken Rasulüllah (s.a.s.) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi, derken (babam) Hz. Ebu Bekir (r.a.) içeri girdi. Beni azarladı ve: ‘Rasulüllah’ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha! ‘ dedi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.s.), ona yönelip ‘Bırak onları (söylesinler! )’ buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler." (Buhari, İydeyn, 2). Diğer bir rivayette Hz. Aişe (r.a.) der ki: "Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Rasulüllah (s.a.s.)’dan taleb etmiştim yoksa o (kendiliğinden) mi (bilemiyorum);
-"Seyretmek ester misin? " buyurdular. Ben de:
-"Tabii! " dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı, yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk.
-"Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. Usandığımı fark edince):
-"Yeter mi?" buyurdular. Ben:
-"Evet!" dedim. Bunun üzerine;
-"Öyleyse git!" dediler." (Buhari, İydeyn 2; Müslim, İydeyn, 4)
Amir İbn Sa’d (r.a.) anlatıyor: "Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka’b ve Ebu Mes’ud el-Ensari’nin yanına girdim, bir kısım cariyeler şarkı söylüyorlardı. Ben dayanamayıp: ‘Sizler, Rasulüllah (s.a.s.)’in Bedir Ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil! ‘ dedim. Bunun üzerine onlar: ‘Otur, dilersen bizimle dinle, dilersen git, Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi! ‘ dediler." (Nesai, Nikah, 80)
Bütün bunları göz önünde bulunduran alimler, düğünlerde ve bayramlarda insanların haram sözler söylemeden ve haram işler işlemeden def çalıp, türkü söyleyip oynayabileceklerini ve eğlenebileceklerini söylemişlerdir (bkz. Kettani, et-Teratibu’l-İdariyye, İstanbul 1990, 2/348, 372) Ancak bir kadının özelliklerini tasvir eden, haramları güzel gösteren, cinsel duyguları tahrik eden ve mahremiyet kurallarına riayetsizlik gibi davranışlar caiz değildir.14 Şubat 2015 - 08:04:23
Son Sorular:
2826 Gün 11 Saat 18 dk. önce soruldu
Ceylan Ahıgül sordu
3396 Gün 1 Saat 29 dk. önce soruldu
ece çakır sordu
3426 Gün 16 Saat 11 dk. önce soruldu
Erhan Yiğit sordu
3436 Gün 13 Saat 52 dk. önce soruldu
cansu sordu
3440 Gün 9 Saat 11 dk. önce soruldu
mustafa 224 sordu
3448 Gün 8 Saat 17 dk. önce soruldu
emre sordu
3451 Gün 10 Saat 3 dk. önce soruldu
berkay sordu
3455 Gün 4 Saat 21 dk. önce soruldu
ali sordu
3457 Gün 12 Saat 2 dk. önce soruldu
canan sordu
3457 Gün 18 Saat 32 dk. önce soruldu
Şükrü Kum sordu
3462 Gün 4 Saat 14 dk. önce soruldu
Meltem Akar sordu
3469 Gün 11 Saat 27 dk. önce soruldu
Ali Kurtulmuş sordu
3474 Gün 8 Saat 8 dk. önce soruldu
hakan sordu
3478 Gün 8 Saat 44 dk. önce soruldu
arda sordu
3480 Gün 6 Saat 5 dk. önce soruldu
Kerem sordu