Pazartesi22.09.2025

Kul hakkı yemenin hükmü nedir? Kul hakkı nasıl ödenir?

Kul hakkı yemenin hükmü nedir? Kul hakkı nasıl ödenir?

Ziyaretçi

Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Sorular

HELALLER VE HARAMLAR

Cevap Gönder:

Misafir Kullanıcı tarafından yazılan
Hz. Peygamber (s.a.s.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helallik almalarını öğütlemiştir. Bunun yapılmaması durumunda haksızlık yapan kişinin salih amellerinin, haksızlığı ölçüsünde alınarak hak sahibine verileceğini, eğer verilecek salih amel bulunamazsa o zaman da mazlumun günahlarının zalime yükleneceğini belirtir (Buhari, Mezalim, 10). Yine Peygamberimiz (s.a.s.), imkanı olduğu halde zamanı gelmiş bir borcu ödemeyenlerin kul hakkını ihlal ettiğini şöyle ifade eder: "Ödeme gücü olan zengin kişinin, ödemeyi ertelemesi zulümdür" (Buhari, Havale, 1).

Görüldüğü üzere kul hakkı, kişinin Cennet ya da Cehennem’e gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebali vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilahi adalet, bunu gerektirir. Veda hutbesinde Rasulüllah (s.a.s.) "Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır)" (Buhari, Hacc, 132) buyurmuştur.

Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.

Mal ya da darp gibi şeylerle ilgili olmayan gıybet, bühtan gibi hak ihlallerinde en doğrusu, hak sahibine durumu anlatıp helalleşmek olmakla beraber, her zaman bu şartı yerine getirmek mümkün olmadığından ya da insanlar bundan çekindiklerinden, kendi adına tövbe edip, hak sahibi namına da istiğfar etmek, dua etmek ya da hayır hasenat yaparak sevabını ona bağışlamak, bu tür hak ihlallerine keffaret olur (Maverdi, el-Havi, I, 107; İbn Teymiyye, el-Fetava’l-Kübra, I, 113).

bu yoruma cevap yazıyorsunuz...

Bu Soruya Gelen Cevaplar:

Misafir KullanıcıHz. Peygamber (s.a.s.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helallik almalarını öğütlemiştir. Bunun yapılmaması durumunda haksızlık yapan kişinin salih amellerinin, haksızlığı ölçüsünde alınarak hak sahibine verileceğini, eğer verilecek salih amel bulunamazsa o zaman da mazlumun günahlarının zalime yükleneceğini belirtir (Buhari, Mezalim, 10). Yine Peygamberimiz (s.a.s.), imkanı olduğu halde zamanı gelmiş bir borcu ödemeyenlerin kul hakkını ihlal ettiğini şöyle ifade eder: "Ödeme gücü olan zengin kişinin, ödemeyi ertelemesi zulümdür" (Buhari, Havale, 1).

Görüldüğü üzere kul hakkı, kişinin Cennet ya da Cehennem’e gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebali vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilahi adalet, bunu gerektirir. Veda hutbesinde Rasulüllah (s.a.s.) "Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır)" (Buhari, Hacc, 132) buyurmuştur.

Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.

Mal ya da darp gibi şeylerle ilgili olmayan gıybet, bühtan gibi hak ihlallerinde en doğrusu, hak sahibine durumu anlatıp helalleşmek olmakla beraber, her zaman bu şartı yerine getirmek mümkün olmadığından ya da insanlar bundan çekindiklerinden, kendi adına tövbe edip, hak sahibi namına da istiğfar etmek, dua etmek ya da hayır hasenat yaparak sevabını ona bağışlamak, bu tür hak ihlallerine keffaret olur (Maverdi, el-Havi, I, 107; İbn Teymiyye, el-Fetava’l-Kübra, I, 113).14 Şubat 2015 - 08:04:46

Son Sorular:

2933 Gün 21 Saat 42 dk. önce soruldu

Guinness rekorlar kitabına nasıl başvurulur?

Ceylan Ahıgül sordu

3503 Gün 11 Saat 54 dk. önce soruldu

lipomagnet nedir? lipo magnet işe yarar mı?

ece çakır sordu

3534 Gün 2 Saat 35 dk. önce soruldu

Goji berry aktarlarda bulunur mu?

Erhan Yiğit sordu

3544 Gün 0 Saat 17 dk. önce soruldu

deyim olarak adı çıkma ne demek?

cansu sordu

3547 Gün 19 Saat 36 dk. önce soruldu

Hayvanların olmadığı bir dünya bizi nasıl etkiler?

mustafa 224 sordu

3555 Gün 18 Saat 41 dk. önce soruldu

kumru kuşu vurmak günahmı?

emre sordu

3558 Gün 20 Saat 27 dk. önce soruldu

göz nuru dökmek deyiminin anlamı

berkay sordu

3562 Gün 14 Saat 45 dk. önce soruldu

voleybol federasyonu hangi tarihte kurulmuştur?

ali sordu

3564 Gün 22 Saat 26 dk. önce soruldu

ultra liquid zeolite kansere iyi gelir mi?

canan sordu

3565 Gün 4 Saat 56 dk. önce soruldu

Burun Bandı üzerine mesh yapılabilir mi?

Şükrü Kum sordu

3569 Gün 14 Saat 38 dk. önce soruldu

gojidiet çayı nedir? gojidiet kullanan var mı?

Meltem Akar sordu

3576 Gün 21 Saat 51 dk. önce soruldu

bir sayı bir sayının yüzde kaçıdır? nasıl hesaplanır?

Ali Kurtulmuş sordu

3581 Gün 18 Saat 32 dk. önce soruldu

ahi evran ne zaman doğmuş ve ne zaman ölmüştür?

hakan sordu

3585 Gün 19 Saat 8 dk. önce soruldu

iki ayağı bir pabuca girmek deyiminin anlamı nedir?

arda sordu

3587 Gün 16 Saat 30 dk. önce soruldu

İnsan ve hayvanlar doğal unsur mudur?

Kerem sordu