Cumartesi02.11.2024

Namazda surelerin türkçe tercemesi okunabilir mi?

Namazda surelerin türkçe tercemesi okunabilir mi?

Ziyaretçi

Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Sorular

NAMAZ

Cevap Gönder:


Bu Soruya Gelen Cevaplar:

Misafir KullanıcıNamazda surelerin Türkçe tercümesinin okunması caiz değildir. Konu ile ilgili olarak, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 04. 12. 1997 tarihinde aldığı 103 no’lu kararda şöyle denilmektedir:

 

Kur’an-ı Kerim’in namazda Türkçe tercümesinin okunmasına gelince:

 

Kur’an-ı Kerim’de "Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun" (Müzzemmil, 73/20) buyrulduğu gibi, Hz. Peygamber (s.a.s.) de bütün namazlarda Kur’an-ı Kerim okumuş ve namaz kılmayı iyi bilmeyen bir sahabiye namaz kılmayı tarif ederken "...sonra Kur’an’dan hafızanda bulunanlardan kolayına geleni oku." (Müslim, Salat, 45) buyurmuştur. Bu itibarla namazda kıraat yani Kur’an okumak, Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit bir farzdır.

 

Bilindiği üzere Kur’an, Cenab-ı Hakk’ın Hz. Muhammed (s.a.s.)’e Cebrail aracılığı ile indirdiği manaya delalet eden elfazın (nazm-ı münzel’in) ismidir. Sadece mana olarak değil, Resülüllah (s.a.s.)’in kalbine elfazı ile indirilmiştir. Bu itibarla bu elfazdan anlaşılan ve başka lafızlarla (sözlerle) ifade edilen mana Kur’an değildir. Çünkü indirildiği elfazın dışında, hatta Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mana Cenab-ı Hakk’ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı yorumdur. Oysa Kur’an kavramının içeriğinde, sadece mana değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır. Nitekim:

 

"Şüphesiz O, alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu Ruhu’l-emin (Cebrail), uyarıcılardan olasın diye, senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi." (Şuara, 26/192-195)

 

"Böylece biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik." (Ta-Ha, 20/113)

 

"Korunsunlar diye dosdoğru Arapça bir Kur’an indirdik." (Zümer, 39/28)

 

"Bu bilen bir toplum için, ayetleri Arapça bir Kur’an olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır." (Fussilet, 41/3) gibi tam on ayrı yerde (Yusuf, 12/2; Ra’d, 13/37; Nahl, 16/103; Şura, 42/7; Zuhruf, 43/3; Ahkaf, 46/12) nazm-ı münzel’in Arapça olduğunu ifade eden ayetlerden, sadece mananın değil, elfazının da Kur’an kavramının içeriğine dahil olduğu açık ve kesin bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu sebepledir ki, tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslam alimleri görüş birliği içindedir.

 

Bilindiği üzere tercüme, bir sözün anlamını başka bir dilde dengi bir sözle aynen ifade etmek demektir. Oysa her dilin, başka dillerde bulunmayan (kendine ait) ifade, üslup ve anlatım özellikleri vardır. Bu yüzden, edebi ve hissi yönü bulunmayan bazı kuru ifadeler dışında, hiçbir tercüme aslının yerini tutamaz ve hiçbir tercüme de her bakımdan aslına tam bir uygunluk sağlanamaz. O halde, Kur’an-ı Kerim gibi, ilahi belağat ve i’cazı haiz bir kitabın aslı ile tercümesi arasındaki fark, yaratan ile yaratılan arasındaki fark kadar büyüktür. Çünkü biri Yaratan Yüce Allah’ın kelamı; diğeri ise yaratılan kulun aciz beyanı. Hiç böylesi bir tercümenin, Allah kelamının yerine konulması ve aynı hükümde tutulması mümkün olur mu?

 

Kaldı ki, İslam dini evrensel bir dindir. Değişik dilleri konuşan bütün Müslümanların ibadette ortak bir dili kullanmaları onun evrensel oluşunun bir gereğidir.

 

Herkesin konuştuğu dil ile ibadet yapmaya kalkışması, Peygamberimiz (s.a.s.)’inöğrettiği ve bugüne kadar uygulana gelen şekle ters düşeceği gibi içinden çıkılmaz bir takım tartışmalara da yol açacağı muhakkaktır. Konuya ülkemiz açısından baktığımızda ise böyle bir uygulamanın dışarıda Türkiye aleyhinde, içerde ise Devlet aleyhinde bir malzeme olarak kullanılacağı, vatandaşların birlik ve beraberliğini zedeleyeceği, sonuç olarak bir takım huzursuzluklara sebebiyet vereceği dikkatten uzak tutulmamalıdır.

 

Diğer taraftan, yüzleri aşan tercüme ve meal arasından din ve vicdan hürriyetini zedelemeden, üzerinde birlik sağlanacak birisinin namazda okunmak üzere seçilmesi ve bunu herkesin benimsemesi mümkün görülmemektedir.

 

Türkçe namaz ile Türkçe dua birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü dua kulun Allah’tan istekte bulunmasıdır. Bunun ise herkesin konuştuğu dil ile yapılmasından daha tabii bir şey olamaz ve zaten genelde de ülkemizde Türkçe dua yapılmaktadır.

 

Diğer taraftan, Kur’an-ı Kerim’in en önemli özelliklerinden biri de i’cazdır. Bir benzerinin ortaya konulması konusunda, Kur’an bütün insanlığa meydan okumuştur. Bu i’cazın sadece anlamda olduğu söylenemez. Aksine, "onun Allah katından indirildiğinde şüpheniz varsa, haydi bir benzerini ortaya koyun" anlamındaki tehaddi (meydan okuma) ayetlerinden (Bakara, 2/23-24; Yunus, 10/37-38; Hud, 11/13; İsra, 17/88; Tur, 52/33-34) bu özelliğin daha çok lafızla ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

 

Ayrıca bir benzerini ortaya koymak için, insanlar ve cinler bir araya toplanıp birbirlerine destek olsalar bile bunu başaramayacaklarını ifade eden ayet-i kerime (İsra, 17/88)’den de, Kur’an’ın bir benzerinin yapılamayacağı ve bu itibarla tercümesinin Kelamullah sayılamayacağı, o hükümde tutulamayacağı ve dolayısıyla namazda tercümesinin okunamayacağı açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim, 1926 yılında İstanbul Göztepe Camii İmam-Hatibi Cemal Efendi’nin Cuma namazında Kur’an-ı Kerim’in Türkçe tercümesini okumasıyla ilgili olarak İstanbul Müftülüğünün 20 Mart 1926 tarih ve 92-93 sayılı yazısı üzerine, altında Atatürk tarafından göreve getirilen ilk Diyanet İşleri Reisi Rıfat Börekçi’nin imzası bulunan 9 Ramazan 1324/23 Mart 1926 tarih ve 743 numaralı Müşavere Hey’eti kararında:

 

"Namazda kıraet-i Kur’an bi’l-icma farz ve Kur’an’ın hangi bir lügat ile tercemesine Kur’an itlakı kezalik bi’l-icma gayr-ı caiz ve namazda kıraet-i Kur’an mahallinde terceme-i Kur’an’ın adem-i cevazı da bi’l-umum mezahib fukahasının icmaı ile sabit olduğundan, hilafına mücaseret, namazı vaz’-ı şer’isinden tağyir ve emr-i dini istihfaf ve mel’abe şekline vaz’ı mutazammın olduğu gibi, beyne’l-müslimin iftirak ve ihtilafa ve memlekette fitne hudusuna bais olacağından, fiil-i mezbure mecasereti sabit olan merkum Cemal Efendinin uhdesindeki vezaif-i ilmiye ve diniyenin ref’i, emr-i zaruri halini almış olmakla ol vechile tebligat icrası..." denilmiştir.

 

Şüphesiz bir Müslümanın en azından namazda okuduğu Kur’an-ı Kerim metinlerinin anlamlarını bilmesi ve namazda bunları anlayarak ve duyarak okuması son derece önemlidir ve bu zor da değildir. Ancak manasını anlamak, onun hidayetinden faydalanmak ve Yüce Rabbimizin emir, yasak ve öğütlerinin neler olduğunu öğrenmek için Kur’an-ı Kerim’i tercüme etmenin ve bu maksatla meal, tercüme ve tefsirlerini okumanın hükmü başka; bu tercümeleri Kur’an yerine koymanın ve Kur’an hükmünde tutmanın hükmü yine başkadır.

 

Namazda ve ibadet olarak Kur’an-ı Kerim asli lafızları ile okunur. Yüce Rabbimizin bize olan öğüt, buyruk ve yasaklarını öğrenmek, onun irşadından yararlanmak maksadıyla ise, tercüme, meal ve açıklamaları okunur. Bu maksatla Kur’an-ı Kerim’in tercüme, meal ve açıklamalarını okumak da çok sevaptır ve genel anlamı ile ibadettir.14 Şubat 2015 - 08:09:16

Son Sorular:

2609 Gün 19 Saat 53 dk. önce soruldu

Guinness rekorlar kitabına nasıl başvurulur?

Ceylan Ahıgül sordu

3179 Gün 10 Saat 4 dk. önce soruldu

lipomagnet nedir? lipo magnet işe yarar mı?

ece çakır sordu

3210 Gün 0 Saat 45 dk. önce soruldu

Goji berry aktarlarda bulunur mu?

Erhan Yiğit sordu

3219 Gün 22 Saat 27 dk. önce soruldu

deyim olarak adı çıkma ne demek?

cansu sordu

3223 Gün 17 Saat 46 dk. önce soruldu

Hayvanların olmadığı bir dünya bizi nasıl etkiler?

mustafa 224 sordu

3231 Gün 16 Saat 52 dk. önce soruldu

kumru kuşu vurmak günahmı?

emre sordu

3234 Gün 18 Saat 37 dk. önce soruldu

göz nuru dökmek deyiminin anlamı

berkay sordu

3238 Gün 12 Saat 55 dk. önce soruldu

voleybol federasyonu hangi tarihte kurulmuştur?

ali sordu

3240 Gün 20 Saat 36 dk. önce soruldu

ultra liquid zeolite kansere iyi gelir mi?

canan sordu

3241 Gün 3 Saat 6 dk. önce soruldu

Burun Bandı üzerine mesh yapılabilir mi?

Şükrü Kum sordu

3245 Gün 12 Saat 48 dk. önce soruldu

gojidiet çayı nedir? gojidiet kullanan var mı?

Meltem Akar sordu

3252 Gün 20 Saat 1 dk. önce soruldu

bir sayı bir sayının yüzde kaçıdır? nasıl hesaplanır?

Ali Kurtulmuş sordu

3257 Gün 16 Saat 42 dk. önce soruldu

ahi evran ne zaman doğmuş ve ne zaman ölmüştür?

hakan sordu

3261 Gün 17 Saat 18 dk. önce soruldu

iki ayağı bir pabuca girmek deyiminin anlamı nedir?

arda sordu

3263 Gün 14 Saat 40 dk. önce soruldu

İnsan ve hayvanlar doğal unsur mudur?

Kerem sordu