Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Süreci başlatan, bütün zorluklara göğüs geren ve siyasi hayatını sadece çözüm süreciyle özdeş hale getiren bir kişinin her aşamada yeterince bilgilendirilmiş olması gerekir. O ne zaman emrederse Sayın Başbakanımız da Bakanlarımız da koşarlar bilgi verirler" dedi.
0
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Süreci başlatan, bütün zorluklara göğüs geren ve siyasi hayatını sadece çözüm süreciyle özdeş hale getiren bir kişinin her aşamada yeterince bilgilendirilmiş olması gerekir. O ne zaman emrederse Sayın Başbakanımız da Bakanlarımız da koşarlar bilgi verirler" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, ilk kez Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası ele alınan konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Arınç, "Cumartesi akşamı Sayın Cumhurbaşkanıyla Sayın Başbakanın bir görüşme yaptığını öğrendik. O görüşmeye ilişkin bilginiz var ve sonuçlarına dair yeniden bir açıklama yapma gereği mi hissettiniz?" sorusuna, "Cumartesi akşamı Sayın Başbakanımızın Cumhurbaşkanımızla bir görüşmesi oldu. Zannediyorum bir açıklama yapıldı, bu konuda, 'talebi üzerine gerçekleşti' diye. Ne konuştuklarından, nerede bir araya geldiklerinden haberdar değilim. Ben özel kalem müdürlüğü yapmıyorum. İkincisi Pazar günkü açıklamalarında bu görüşme veya bunun sonuçlarıyla hiçbir ilgisi yok" karşılığını verdi.
ÖCALAN'IN NEVRUZ MEKTUBU
Abdullah Öcalan'ın Nevruz mesajıyla ilgili bir soru üzerine Arınç, "Bir cümleyle buna ilişkin bir şeyler söyledim. Öcalan'ın Nevruz mesajının ne anlama geldiğini, hangi eksik hususların olduğunu, hangilerinin mevcut olduğunu, kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlığımız analiz ediyor. Ben sadece o gün bir şeye dikkat çekmiştim. Bizim beklentilerimiz farklıydı. Başka olması gerekenler bulunmalıydı, olmaması gerekenler de çıkmalıydı. Ama açıklandığı şekliyle bile bu mesajı olumlu bulduğumu söylemiştim. Bugünkü çalışmalarımız içerisinde de Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı bu konuyu derinlemesine tahlil ederek bundan sonraki aşamaların ne olabileceğini çalışıyor" ifadelerini kullandı.
İZLEME HEYETİ TARTIŞMASI
Bir gazetecinin izleme heyeti tartışmalarını hatırlatarak, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'doğru bulmuyorum' eleştirisinden sonra hükümetin izleme kurulunu gözden geçirme gibi bir düşüncesi var mı, bu kurul oluşturulacak mı?" sorusu üzerine Başbakan Yardımcısı Arınç, "İzleme heyeti konusu bizim kabulümüzdür. Çözüm süreci içerisinde böyle bir mekanizmaya ihtiyaç duyulduğu, iyi çalışırsa bunun faydalı olabileceği kararımız altına alınmıştır. İzleme heyetinde bulunacak kişilerin daha önce bu görevlerde başarılı hizmetleri geçmiş akil insanlar içinden olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak son haftalarda her kafadan farklı sesler çıkmıştı. Bunu HDP için de söylüyorum, 15-16 kişiden bahsedildi, sonra yalanlandı. Sayın Akdoğan da süreci en iyi takip eden arkadaşlarımızdan birisidir. 'Bundan sonra Sayın Başbakanımızın, benim ve süreçle ilgili insanların sözlerine itibar edin' dedi. Bunun sayısının 5-6 civarında olacağını düşünüyorum. Yalnız bizim düşünmemiz yetmiyor, bu konuda kendilerinin de onayını almamız ve onların da kabul etmesi halinde bunu gerçekleştirmemiz lazım. Aynı zamanda izleme heyetine hangi görev verilecek, hangi fonksiyon ifa edecekler, ne şekilde bu süreçte görev yapacaklar, bunu da belirlediğimiz bir listemiz var. Akil insanlardan seçilecek izleme heyetinin bu süreç içerisindeki görevi ne olacaktır, bu görevi ifa ederken nelere dikkat edilecektir, bu da bir kayıt altına alındı. Şimdi ki süreç akil insanlar içerisinden izleme heyeti olarak uygun gördüğümüz kişilerle Sayın Akdoğan temas kuracaktır veya Sayın Başbakanımız, onların oluru halinde de bu faaliyete geçmiş olacaktır" yanıtını verdi. Arınç, şöyle devam etti:
"Ancak geçtiğimiz haftadan bu yana Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği, bizim de üzerinde daha çok hassasiyetle durmamız gereken bir konu var. Sayın Cumhurbaşkanımızı izleme heyeti konusunda, çözüm sürecinin geldiği nokta üzerinde ve geçtiğimiz Temmuz ayında çıkarılan kanun ve buna yönelik usul ve çalışma esasları konusunda daha fazla bilgilendirme ihtiyacımız doğdu. Burada bir eksikliğin bizim tarafımızda olduğunu da kabul etmeliyim. Yani bu aşamalar önemli aşamalardır. Sayın Cumhurbaşkanımız her noktada süreci başlatan bir kişi olarak ve süreci sahiplenen bir insan olarak da en azından yapılacak işlerden mutlaka etraflıca bilgilenmelidir, bilgi sahibi olmalıdır. Bunun gereği de bize düşüyor düşündük. Sayın Başbakanımız ve süreçle arkadaşlarımız Sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi arz edeceklerdir. Onların talimatları, görüşleri doğrultusunda da bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz."
ÖCALAN'IN HAKİKATLE YÜZLEŞME KOMİSYONU KURULMASI ÖNERİSİ
Abdullah Öcalan'ın Nevruz mesajında vurguladığı "Hakikatle Yüzleşme Komisyonu" kurulması konusunun Bakanlar Kurulu'nda ele alınıp alınmadığına yönelik soru üzerine Arınç, "Bu mesajların ne anlama geldiğini bu işle ilgili İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan müsteşarlığımız var, ayrıca MİT Müsteşarlığımız var. Süreçle ilgili çalışmaları onlar takip ediyorlar ve bizi de bilgilendiriyorlar. Bizim kabul edemeyeceğimiz noktalar elbette vardır. Yani 'Eşme'den bahsedilmiş olması, 'Hakikatle Yüzleşme Komisyonu'ndan bahsedilmiş olması... Biz bu çalışmaların içerisinde PKK'nın veya İmralı'nın terminolojisine bağlı kalamayız. Biz hükümetiz, biz devleti yönetiyoruz. O yüzden bir şey yapılacaksa bunun örgüte ait terminolojiyle değil hükümetimizin uygun gördüğü bir şekilde ve tarzda yapılması gerekir. Her şeyi reddediyor anlamında söylemiyorum. Ama mesela 'diyalog' başka şeydir, 'müzakere' başka şeydir. Onlar hep müzakere sözünü kullanıyor olabilirler. Biz müzakere sözünü şu veya bu sebeple kabul etmeyebiliriz, etmiyoruz da zaten. Henüz o noktada olmadığımızı, o noktaya gelirken de çok daha önemli işler yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz Anayasayla, kanunlarla bağlıyız. Bir hukuk devleti olan Türkiye'de bütün işlerin hukuk devleti ölçütlerine uygun olarak yapılması gerektiğini de düşünüyoruz" cevabını verdi.
KPSS'DE "KOPYA" SORUŞTURMASI
KPSS'de kopya iddialarına yönelik başlatılan soruşturma hatırlatılarak, "Somut bir bulgu bulunması halinde sınavların iptali gibi geçmişe dönük bir uygulama olacak mı?" sorusu üzerine Arınç, "2010 yılında yapılan KPSS sınavlarına yönelik ve başlatılan adli sürece yönelik bugünkü Bakanlar Kurulu gündeminde hiçbir şey yoktu. Ben de merak ettim, bu konuyla ilgili olarak sanıyorum Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı çok detaylı bir açıklama yapmış. Adli sürecin neleri kapsadığını, kimlerle ilgili olduğunu, hangi maddi olaylarla ilgili olduğunu çok güzel bir şekilde açıklamış. Onun dışında bir şey söylemem mümkün değil" karşılığını verdi.
"O NE ZAMAN EMREDERSE BAŞBAKANIMIZ DA BAKANLARIMIZ DA KOŞARLAR, BİLGİ VERİRLER"
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çözüm sürecine ilişkin eksik bilgilendirildiği" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Nüanslar üzerinde durmayalım. Söylemek istediğim şudur; çözüm sürecinin sorumluluğu hükümetin üstündeyse bunu bir görev, yetki ve sorumluluk esasları içerisinde yapıyorsa elindeki kanun veya çalışma esaslarını uyguluyorsa aldığı kararları yapacağı işleri bizim çözüm süreci kurulumuz var. Oralarda düşünürüz, kararlaştırırız ve uygularız. Bu sadece hükümetin sorumluluğu veya görevi olarak kalmamalı elbette kalmaz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuya 'baldıran zehri içmek' gibi nitelendirdiğini, 'siyasi hayatımızın sonuna gelsek bile bunu başarıyla sonuçlandıracağımızı' söylediğini hepiniz biliyorsunuz. Dolayısıyla süreci başlatan, bütün zorluklara göğüs geren ve siyasi hayatını sadece çözüm süreciyle özdeş hale getiren bir kişinin her aşamada yeterince bilgilendirilmiş olması gerekir. O ne zaman emrederse Sayın Başbakanımız da Bakanlarımız da koşarlar bilgi verirler. Ancak onun talep etmediği durumlarda bile ilgili arkadaşlarımızın kendilerine mutlaka bilgi sunmalarında fayda olduğunu söylüyorum. Sözlerimi bu anlamda değerlendirmenizi rica ediyorum" ifadelerini kullandı.
(İHA)