Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazarcı esnafının reklamı olmayabilir, gösterişli binaları, şatafatlı vitrinleri olmayabilir ama milletimizin gönlündeki yeri inanın bunların hiçbiri ile mukayese edilmez. Bunun için pazar kültürünü mutlaka yaşatmalıyız" dedi.
0
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazarcı esnafının reklamı olmayabilir, gösterişli binaları, şatafatlı vitrinleri olmayabilir ama milletimizin gönlündeki yeri inanın bunların hiçbiri ile mukayese edilmez. Bunun için pazar kültürünü mutlaka yaşatmalıyız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Pazarcılar, Meyveciler ve Sebzeciler Federasyonu tarafından düzenlenen "Pazarcı Esnaf Buluşması"na katıldı. ATO Congresium'da düzenlenen toplantıda pazarcı esnafına seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, "Ülkemizin her ilinde, ilçesinde, mahallesinde fedakarca hizmet veren pazarcı esnaflarımızın tamamına hayırlı, bereketli kazançlar temenni ediyorum" diyerek başladı. Erdoğan, 2009 yılında elim bir kaza neticesinde ebediyete irtihal eden, bugünde vefatının 6. yıl dönümüne ulaşılan merhum Muhsin Yazıcıoğlu'na Cenab-ı Allah'tan rahmet dilediğini söyledi. Savunduğu değerler ve mücadelesiyle örnek bir şahsiyet olarak gördüğü Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının millet için büyük bir kayıp olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah mekanı cennet olur diyorum. Yine geçtiğimiz ay vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimin muhterem annesi Fidan Yazıcıoğlu'na da Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
Fransa'da Alman havayolu şirketine ait yolcu uçağının düştüğünü ve uçakta bulunan 144 yolcu ve 6 mürettebattan kurtulan olmadığının açıklandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enkaz kaldırma işlemlerinin sürdüğü bu kazada hayatını kaybeden yolcular için ülkelerine ve ailelerine başsağlığı diliyorum. Aynı kazada şuana kadar Alman uyruklu bir kardeşimizin de hayatını kaybettiği tespit edildi. Bu kardeşimize de Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Rabbimden bizimle birlikte tüm insanlığı her türlü kazadan, beladan, afetten korumasını niyaz ediyorum" dedi.
"PAZAR KÜLTÜRÜNÜ MUTLAKA YAŞATMALIYIZ"
Pazarcılığın insanların toplu olarak yaşamaya başladıkları dönemlerden beri var olan dünyanın en eski ve en muteber mesleklerinden birisi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Peygamberimizin 'Rızkın onda dokuzu ticarettedir' diye buyurduğu meslek işte tamda sizin mesleğinizdir. Yine Peygamberimizin 'Hiçbir kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir' diye ifade ettiği meslekte sizin mesleğinizdir. Pazarcı esnafımız sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine, pazardaki bütün her şeyini topladığı ana kadar yaz kış demeden yağmur çamur demeden alın teri ile emeği ile çalışır. Bu gayretiyle hem kendi rızkını temin eder hem de her evde ihtiyaç duyulan sebzeyi, meyveyi en taze şekilde insanımıza ulaştırır. Siz pazarcı esnafının reklamı olmayabilir, gösterişli binalar, kocaman tabelaları, şatafatlı vitrinleri, özel tasarımlı ambalajları olmayabilir. Ama sizin milletimizin gönlündeki yeriniz inanın bunların hiçbiri ile mukayese edilmez. Bunun için pazar kültürünü mutlaka yaşatmalıyız. Tabii benim gönlümdeki pazar yerleri artık geçmişte olduğu gibi öyle sokak aralarında, araçların, çöp varillerinin arasında, tozun, kirin içinde tezgah kurulan mekanlar değildir. Ben haftanın diğer günlerinde de farklı amaçlar için kullanılabilecek, çatısıyla, aydınlatmasıyla, otoparkıyla, sosyal tesisleriyle hem esnafımıza hem de milletimize yakışan pazar yerleri arzu ediyorum."
Belediyelerin bu yönde gayretlerini bildiğini ve gittiği illerdeki toplu açılış törenlerinde, başbakanlığı döneminde de tüm belediye başkanlarına hep bunu tavsiye ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlde, ilçede, beldede lütfen pazarcı esnafımız için pazarları yerleri açınız, bunları kurunuz" tavsiyesinde bulunduğunu anlattı.
"153 MİLYON LİRA SEVİYESİNDEN BUGÜN 12 MİLYAR 600 MİLYON LİRA DÜZEYİNE ÇIKARDIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güzel gelişmelerin olduğunu ve daha iyi olacağına inandığını vurguladı. Bunların yetersiz olduğunu da gördüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sık sık böyle modern pazar yerlerinin açılışlarını yaptım, yapıyorum. Ama bunların yetersiz olduğunu da görüyorum. Bu konuda belediyelerimiz daha gayretli olmalı. Sizlerde belediyelerimizi bu konuda teşvik etmeli, birlikte çaba göstermeliniz. Sizin milletimizle bir gönül bağınız var. Bu bağı modern imkanlarla teçhiz ederek, karşılı fayda esasına dayalı olarak güçlendirmelisiniz. Pazar kültürünün önemine samimiyetle inanan ve bu kültürün mutlaka devam etmesini isteyen birisi olarak cumhurbaşkanı sıfatıyla bu yöndeki çabalarınıza destek olacağımı bilmenizi isterim. Geçmişte esnaf ve sanatkarlarımız gerçekten çok zor günler yaşadı. Sıkıntılı dönemler geçirdi. Hatırlayınız 2001 yılında belki tarihimizde ilk defa esnaf ve sanatkarlarımız sokağa çıktı, gösteri yaptı. İstikrar ve güven ortamının tamamen kaybolduğu bu kötü dönemi şimdi sadece acı bir hatıra olarak hatırlıyoruz. Ülkemizde orta direk diye tabir ettiğimiz ve toplumun omurgasını oluşturan kesimi büyük ölçüde esnaf ve sanatkarlarımızdan oluşuyor. Bu kesimin yaşadığı sıkıntı tüm toplumu etkiler, tüm toplumu rahatsız eder. Bunu bildiğimiz için 2002 yılında iktidara gelir gelmez esnaf ve sanatkarlarımızı ayağa kaldıracak, onları güçlendirecek adımları süratle attık. Öncelikle esnaf ve sanatkarlarımızı bünyesinde barındıran meslek kuruluşlarının yapısını çıkardığımız bir kanunla günün ihtiyaçlarına uygun bir hale getirdik. Meslek odalarındaki işlemleri kolaylaştırdık ve hızlandırdık. Esnafımızın kredi ve finansman maliyetlerini düşürdük. Bakınız 2002 yılında esnafımızın kullandığı kredilerin faiz oranı neydi biliyor musunuz, yüzde 47. Biz bunu yüzde 4-5 düzeyine düşürdük. Böylece esnafımızın Halk Bank ve Kredi Kefalet Kooperatifleri aracılığıyla kullandığı kredilerin miktarına, 2002 yılındaki burası da çok önemli 153 milyon lira seviyesinden bugün 12 milyar 600 milyon lira düzeyine çıkardık. Kredi limitlerini de 150 bin liraya kadar yükselttik. Kullanılan kredilerdeki kesintileri azalttık. Faiz desteğini bu noktada o konudaki desteği arttırdık."
"BEN HER BİRİNİZİN ÖLÇERKEN VE TARTARKEN ADALETİ YERİNE GETİRDİĞİNE YÜREKTEN İNANIYORUM"
Artık esnafın kullandığı kredilerin faizinin yüzde 50'sini devletin karşıladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, prim borçlarını, sigorta ve vergi borçlarını yapılandırdıklarını söyledi. Perakende Ticaretin Düzenlenmesine İlişkin Kanun'un 29 Ocak'ta yürürlüğe girdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kanunla alışveriş merkezlerinde esnaf ve sanatkarlarımızın da yer alabilmesi sağlanıyor. Tedarik ve dağıtım kooperatifleri kurulmasından çalışma saatlerine, ruhsatlardan ustalık belgesine kadar pek çok yeni düzenleme içeren bu kanunun da bir kez esnaf ve sanatkarlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Bizim tarihimizde, bizim kültürümüzde esnaf ve sanatkar sadece ticaret erbabı değildir. Esnaf ve sanatkar ticaretiyle birlikte toplumun inşa eden, toplu irşat eden aydınlatan, toplumu ayakta tutan kesimdir. Sizin böyle bir önemli göreviniz var. Buraya nereden geliyoruz, Ahi Teşkilatı Selçuklu'nun ve Osmanlı'nın kuruluşunda ve yükselişinde gerçekten hayati rol oynadı. On asırlık bu gelenek bilhassa zor zamanlarımızda milletin birliğini, beraberliğini, dayanışma ruhunu güçlendirerek gerçekten çok hayırlı hizmetler yerine getirdi. Ahiliğin özünü ahlak oluşturur, erdem oluşturur. Hani aranızda, aramızda hep konuşuruz Fatih Sultan Mehmet'e atfedilen bir hikaye var. Bu hikayeyi burada sizlerle bir daha paylaşacağım. Osmanlı başkenti İstanbul daha fethedilmediği için Edirne iken Sultan Mehmet tebdili kıyafet yaparak esnafı teftişe çıkar. Alışveriş ettiği esnaf istediği ikinci ürünü için kendisini henüz siftahını yapmamış olan komşusuna yönlendirir. 'Ben siftahımı şimdi yaptım ama komşum siftahını yapmadı, bu ürünü de oradan al.' O esnafta talep ettiği ikinci ürün için kendisini yine henüz siftah etmemiş bir başka komşusuna gönderir. Bu durumu gören Sultan Mehmet, 'Arkamda böyle bir halk varken değil İstanbul'u dünyayı fethederim evellallah' der. İşte bu şekilde komşusunun siftahını düşünen esnafın mahallesine, ülkesine, milletine zarar vermesi, ihanet etmesi mümkün müdür? Bu ahlak peygamberi bir ticaret ahlakıdır. Meşru yollardan elde edilen kazancı öven bir inancın mensuplarının ahlakıdır. Bu ahlak 'ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin' emri ile hareket eden bir ümmetin ahlakıdır. Sizler pazarcı esnafı olarak işte bu emre doğrudan muhatapsınız. Ben her birinizin ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirdiğine yürekten inanıyorum. Aranızda bu ilkelere aykırı hareket edenler varsa onları ikaz ettiğinize, doğruyu telkin ettiğinize, hatta dışladığınıza inanıyorum. Çünkü esnafın en büyük sermayesi itibardır. Ölçüde ve tartıda hileyle yalan yere yeminli kazanılan paranın bereketi olmayacağı gibi bu tarz davranışlar itibarı yani asıl sermayeyi kısa sürede bitirir. Bizim kültürümüzde ticaret rekabet değil itibar üzerine kuruludur. Büyük balığın küçük balığı yuttuğu değil biraz önce verdiğim örnekte olduğu gibi herkesin birbirini kolladığı, birbirini desteklediği bir anlayışla ticaretimizi yaparız, yapmak zorundayız. Her ne olursa olsun kazanç değil helalinden kazanç peşinde koşan bir esnaflık anlayışıyla bin yıldır bu coğrafyada varlığımızı sürdürüyoruz" dedi.
(İHA)