Arınç, IŞİD'e kara harekatı düşünülmediğini belirterek, "IŞİD ile biz sadece konsolosluk görevlilerimiz, rehin haldeyken, sadece çok fazla konuşmadık. Ama mücadele bir yandan devam etti. Fakat daha sonra olaylar gelişti, IŞİD her tarafa saldırmaya başladı" dedi.
0
Arınç, IŞİD'e kara harekatı düşünülmediğini belirterek, "IŞİD ile biz sadece konsolosluk görevlilerimiz, rehin haldeyken, sadece çok fazla konuşmadık. Ama mücadele bir yandan devam etti. Fakat daha sonra olaylar gelişti, IŞİD her tarafa saldırmaya başladı" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Habertürk TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Suruç olayları ve polise yönelik saldırılarla ilgili açıklamalarda bulunan Arınç, "Son günlerdeki üzüntülerimiz çok fazla. Öncelikle Suruç'ta 32 canımız vefat etti, ağır yaralılar, hayatta kalanlar var. Anneler, evlatlar, genç kızlar, üniversite öğrencileri var. Bu büyük bir acı. 32 masum insanın alçakça katledilmesi büyük bir acı. Cenazeleri defnedildi. Bu konuda hükümetimiz gereken ihtimamı gösterdi. Ben de bir kez daha buradan ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Kalanlara, sevenlerine aslında tüm milletimize baş sağlığı diliyorum" dedi.
Ceylanpınar'da yataklarında uyuyan 2 gencecik polisin alçakça şehit edildiğini belirten Arınç, "Henüz soruşturma devam ediyor. Ceylanpınar'daki bu acı henüz çok taze. Gözaltına alınan ve tutuklananlar ama soruşturma henüz bitmedi. Arkasından Diyarbakır'da bir trafik kazası var diyerek ihbar üzerine olay yerine giden bir kardeşimiz vefat etti. O da alçakça şehit edildi. Arkadan sınırda görevini yapmakta olan astsubaylarımız, askerlerimiz IŞİD tarafından bir roketle hedef gösterilerek ateş edildi. Bunun üzerine bir çatışma oldu. Bunlar ölümle sonuçlanan olaylar. Ancak Kars'ta Kağızman'da Ağrı'da ve diğer bazı vilayetlerde de yol kesmeler, TIR yakmalar, otobüsler, propagandalar, mallarını gasp etmekler... Bunlara benzer de şiddet olayları (toplumsal olay değil) tamamen gasp, tamamen silahlı propaganda, tamamen terör örgütü tarafından bizzat yaptırılan eylemlerle karşılaştık. Bugün de bildiğiniz gibi, Güvenlik Toplantımızda verilen karar uyarınca düğmeye basıldı. Operasyonlar halen de devam ediyor. Esasen bazı olaylar için hayata geçirdiğimiz Başbakanlık Kriz Merkezi bu son olaylar için daha da takviye edildi" dedi.
"TÜRKİYE'DE TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK PKK'YI DAHA ÇOK BİLİYORUZ"
Türkiye'de terör örgütü olarak PKK'nın daha çok bilindiğini belirten Arınç, "PKK daha sonra isimler değiştirdi. Türevleri oldu. Bu türevlerinde de alfabede harf kalmadı neredeyse. Onlar da silahlı terör örgütü uzantılı olarak yurt dışında da PYD başta olmak üzere bazı iltisatları ile faaliyetlerine devam ediyorlar" dedi.
"PKK KANDİL'DEN GELEN TALİMATLA SİLAHLI EYLEMLERE BAŞLADI"
PKK'nın Kandil'deng elen talimatla silahlı eylemlere başladığını kaydeden Arınç, "Ancak 2009'dan beri, ama daha çok 2012 sonundan beri milli birlik ve kardeşlik projesi olarak veya daha meşru ismiyle çözüm süreci olarak ifade ettiğimiz ve bütün siyasi riskleri göze alarak hükümetin taşın altına elini tamamen koyduğu bir süreçte şehit cenazelerin gelmemesi, gözyaşlarının dinmesi, büyük bir umut olmuşken, örgüt son zamanlarda Kandil'den verilen talimatların neticesinde silahlı eylemlere başladı. Terör olayları belki çok kapsamlı değil ama kendisini yeniden belli etti. İKincisi IŞİD konusu. IŞİD'i Türkiye'de ve dünyada herkes hemen hemen 2 seneden bu yana duymaya başladı. Daha evvel biz daha çok ne duyuyorduk? El Kaide'yi duyuyorduk. El Nusra'yı duyuyorduk. Halbuki elimde bir liste var. Orada alfabede harf kalmamacasına yüzlerce örgüt var. Her birinin mensupları var. Aynı gayede birleşenler var, farklı amaçlarla hareket edenler var. Irak İslam devleti olarak El Kaide'den ayrılmış olarak kurulan bu örgütü daha sonra Suriye'deki olayları bahane ederek meşhur ismiyle IŞİD ama orjinal ismiyle DAEŞ olarak bilinen bu örgütü biz Suriye'deki karışıklıklar sırasında duymaya başladık. Suriye'de rejim kendi halkına silah doğrulttu. Muhalifler güçsüz kaldı. Silahları ve yönetim kabiliyetleri yoktu. Esad, halkını ezme noktasında güçlenmişken, ve bazı ülkelerin de silahlı militanları Esad'ın safında yer alarak, özellikle Suriye halkına karşı mücadele yaparken bunu fırsat bilen ABD ve Batı'nın da uzakta kalması sebebiyle Türkiye'nin de sadece insani yardımlar amacıyla devreye girdiği bir zamanda meydanı silahlı, radikal örgütler kapladı. IŞİD bunlardan biri. Belki en acımasızı. Ama en organize olanı. Güçlü, maddi desteklere sahip olanı. Burada da bir üst aklın yönettiği ve her yerde kendini büyük bir korkuyla ifade eden örgütü biz duymaya başladık" dedi.
"IŞİD'İN TÜRKİYE'DE TABAN BULAMAMASINA SEVİNİYORUM"
Arınç, "IŞİD'in Türkiye'de taban bulamamasına seviniyorum. Az sayıda da olsa farklı sebeplerle bunlara katılmak üzere yola çıkan bir kısmı ölen, bir kısmı hala orada belki kafa kesmek için sıra bekleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının olmasından fevkelade üzgünüm" dedi.
"BUGÜN İNDİRİLEN BALYOZ DEVAM EDECEK. KARA HAREKATI DÜŞÜNMÜYORUZ"
Arınç, kara harekatı düşünülmediğini belirterek, "IŞİD ile biz sadece konsolosluk görevlilerimiz, rehin haldeyken, sadece çok fazla konuşmadık. Ama mücadele bir yandan devam etti. Fakat daha sonra olaylar gelişti, IŞİD her tarafa saldırmaya başladı. Biz bunların hepsinin hakkından geliriz. Bugün indirilen balyoz devam edecek bundan da emin olsunlar. Kara harekatı şimdilik düşünülmüyor. Koalisyon içinde de kendimize çok önemli görevler aldık ama kara harekatını koymadık. Çözüm sürecinin temeli Habur'la atıldı ama başarısız oldu. Çözüm sürecinden bizim anladığımız; milli birlik ve kardeşliktir. Artık fikirler konuşsun. Paylaşamayacak neyimiz var? Etnik kökeniyle de, fikirleriyle de düşüncesiyle de insanlar huzur içinde yaşasın. İmralı 2012 yılında Nevruz'da bir mesaj gönderdi. O mesaj kabul edildi. Ben böyle bir imza hiç vermedim. Ne Tayyip Erdoğan'a ne de Erbakan'a. Bunlar dediler ki "Önder Apo'nun iradesi bizim de irademizdir. 'Sözde Önder' diyeyim" dedi.
"SÖZLERİNDE DURMADILAR"
Arınç, "Şimdi 'Google amca' diye bir şey var. 2012 Nevruzunda Sırrı Süreyya Önder tarafından okunan mesajında bu vardı. Silahlar bırakılacak ve devamı da gelecektir. 1-2 ay göstermelik fotoğraflarla Türkiye'yi 40-50 kişinin terk ettiğini gördük. Arkasından Gezi çıktı, başka olaylar çıktı. 'Çıkmayız' dediler. Biz sözlerimizin hepsinde durduk. Bazen verdiğimiz sözün yüzde 100'ünü de getirmemiş olabiliriz. Onlar da yüzde 100 tamamlamadı, biz de yüzde 90'da kalmış olabiliriz.Seçimde PKK tehdit etti, şiddet vardı. Elbette bu görüşmeler tekrar başlayabilir ama HDP kendi duruşunu sabitlemesi lazım" diye konuştu.
"OLAYDAN ÖNCE POLİSİN GÜVENLİK ARAMASI YAPMASINA İZİN VERİLMEDİ"
Arınç, Suruç'ta olaydan önce polisin güvenlik araması yapmasına izin verilmediğini belirterek, "Güvenlik kontrollerinde belediye yetkilileri engel oldu. Bir şeyi düşünmelerini istiyorum. Suruç'ta her yerde görünen HDP milletvekilleri, ilçe başkanı, yerelden katılan neden yok? Bence izole edilmiş bir topluluk halinde bunlar hedef gösterilmiş. Şimdi ikimiz oraya gitmiş olalım. 2 de kız arkadaş var. Sonrasında da bir adam geliyor. Endişe etmez miyim ben? Bu adam nasıl 50 kişinin arasına girmiş, eğer kamera kayıtları olsaydı buraya nasıl girdiğini görmüş olurduk.
Belediyenin güvenlik kamerası 10 aydır çalışmıyor. Ben sadece masumane soruyorum dedim. Buna cevap verecekleri yerde hakaret ediyorlar. Ben 10 tane sebep gösterebilirdim onlara. Bakın tüyo da veriyorum bunu da söylemiyorlar. Bu tarz toplumsal şiddet olaylarında yönlendirme olabilir. Birisinin bir kararı olabilir. Mavi Marmara olayında da şüpheci bir tavrım vardı. HDP'liler 'neden kamera yoktu' soruma cevap vermiyor. Hiçbir şey HDP'lileri sorumluluktan kurtarmaz" dedi.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A: TÜRKİYE ŞAPŞİKLERİN ÜLKESİ DEĞİLDİR
Arınç, Demirtaş'a da seslenerek, "Kurban seçilmiş de olabilirler, kendileri de gelmiş olabilirler. Ben buna neden katlanamadığınızı söyledim. Demirtaş'ın verdiği cevap gayriciddidir. Demirtaş kendi takipçilerine 'şapşik' diyor. Bu şapşiklere verilmiş cevaptır. Bu cevabı aynen kendisine iletiyorum. Türkiye şapşiklerin ülkesi değildir. Hiçbir şey bu sorumluluktan sizi kurtarmaz. Adam gibi cevap verin. Bu insanlar bir katliama ulaştılar. Bu insan buraya nasıl girdi? Biliyorsanız söyleyin, bilmiyorsanız biz zaten bulacağız. 'Kamera neden yoktu' diyorum, cevap yok. 'Güvenlik aramasına neden izin verilmedi?' diyorum, cevap yok. Adam gibi cevap verin. Yüreğim onlar için yanıyor. Adamın bir tek kafası kalmış ama kimlik kartı ortada. Bir tek kafası kalmış ama kimlik kartı meydanda. Kimliğini de HDP'liler getiriyor Emniyet'e veriyor. Ben şunu düşündüm önce; kimliğinden Şeyh Abdurrahman belli. Sordum dedim ki kimliği budur ama ölen adam belki başka bir adamdır. Belki hedef şaşırtıyorlar. Adli Tıp'ı da en iyi yerde yaptık Gaziantep'te. Oysa birileri bizden bunları Urfa'da vesairede yapmamızı istedi. Ama biz ısrar ettik. Hükümet göz yumdu algısı yaratılmak istendi, hepsi yalan" dedi.
"CHP İLE YAPTIĞIMIZ GÖRÜŞMELER SAĞLAM ZEMİNDE İLERLİYOR"
Arınç, koalisyon görüşmeleri konusunda ise şunları söyledi: "Gönlüm CHP ya da MHP ile bir hükümet kurmaktan yana. Millet bir karar vermiş, o karara saygı duyacağız. Millet, "Ben koalisyon görmek istiyorum" diyor. Koalisyon kurmak mümkün. Seçim veya erken seçim bu işin sonucudur, başta başlanacak bir şey değildir. CHP ile yaptığımız görüşmeler sağlam zeminde ilerliyor. 'Hemen seçime gidelim' demek, ülkeyi sevmemektir. Cumhurbaşkanı da hükümetin kurulmasını istiyor".
(İHA)