Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç Melih Gökçek arasındaki polemikle ilgili, "Herkesi dinlerim. Bana aktarılmamış bir konu kurumlarda konuşulmamış bir konu. Kim yaparsa yapsın bunu disiplinsizlik diye telakki ederim. Bir daha böyle bir tavır görmek istemiyorum dedim. Onlar da bunu kamuoyuna açıkladılar" dedi.
0
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç Melih Gökçek arasındaki polemikle ilgili, "Herkesi dinlerim. Bana aktarılmamış bir konu kurumlarda konuşulmamış bir konu. Kim yaparsa yapsın bunu disiplinsizlik diye telakki ederim. Bir daha böyle bir tavır görmek istemiyorum dedim. Onlar da bunu kamuoyuna açıkladılar" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Habertürk Televizyonu'nda yayınlanan 'Gündem Siyaset' programında Habertürk Ankara Temsilcisi Veyis Ateş'in gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Çalışma hayatındaki enerjisinin neyle ilgili olduğu sorusu üzerine Davutoğlu, "Bir insana hiçbir kudret kendisinin içinden gelen güçten daha kuvvetli değildir. Kendisiyle barışık olmayanın tabiatla, insanlarla barışık olması çok zor. Kendimi ölçerek, biçerek o enerjiyi bulmaya çalıştım. kendisiyle barışık olan bir insanın aşamayacağı engel yoktur. O zaman kendi içinizden bir enerji üretirsiniz. Ben kalbimle beynim arasındaki irtibata bakarım. Eğer, kalbiniz ile beynini arasında bir uyumsuzluk varsa, bedeniniz, kimliğiniz, şahsiyetiniz parçalanmaya başlar ve çift kişilik ortaya çıkar. Kendi içinizdeki barış, kendinizle barışık olmak ve çevre ile ilgili bir iddiaya sahip olmanız. İnsana selam olsun derken başka insanlarla barışık olmaya, tarihe derken tarihe anlam vermeye...Özetle, içinizdeki barışık olma haliyle dış dünya barışı taşıma varsa yorulsa bile hissetmiyorsunuz" dedi.
"GİDECEKSİNİZ HALKIN NABZINI TUTACAKSINIZ"
Seçim kampanyasıyla ilgili üzerine Davutoğlu, "Görevi aldıktan sonra önümüzdeki dönemli ilgili birkaç hedefi belirlemiştim. Birincisi hükümet çalışmalarının aksamadan yürümesi. Diğeri ise partimin seçime hazırlanmasıydı. AK Parti 12 yıllık bir parti ama çok köklü güzel gelenekleri Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde oturtmuş bir parti. İlk soru şuydu, kongreleri seçimden önce mi sonra mı yapsak? İki kanaat vardı. Bir grup arkadaş bunu erteleyelim, ikinci bir grup arkadaş yapalım kanaatindeydim. ben yapalım tarafındaydım. Nihayet kongreleri yaptık. 50'ye aşkın vilayetimize gittim. Sizin yüreğiniz tabana attığı zaman siyasetin aşkı oluyor. o yorulmaya başlayınca kitle de yorulur. Bizim kitlemiz yorulmadıysa o yüreği tutan başbakanımız vardı. Aslında hepimiz her an öğrenciyiz. Halka bunu anlatacağım diye yola çaktığımızda halk size birçok şey öğretir. Gittiğim her yerde sadece kongre yapıp dönmedim. Valilikten brifing aldım. Ezbere konuşmak doğru değil. Tepeden bakmak, ben her şeyi zaten biliyorum demek zaten doğru değil. Gideceksiniz halkın nabzını tutacaksınız. O benim için öğretici oldu. Her kongrede, her mitingde bizim siyasetimizi anlatmaya çalıştım. Şunu göstermeye çalıştım ben sizin parçanızım. Kongreler bitti, gençlik kongrelerine, kadın kongrelerine katıldım. Bir taraftan da seçime hazırlandık. Mülakatlar aldık. Geçen haftadan itibaren ara komisyonlardan arkadaşlarımdan bilgi aldım. Bir taraftan da 81 ili tek tek dinledim. alt komisyonda arkadaşlarımızı dinlerken ben de yeni görev devrettiğimiz kendilerine güvendiğimiz hepsini dinledim. Nasıl bir aday profili. Meseleler nedir? Her bir vilayette bölgeler de var. Tek tek o ilçelerin problemleri. Bir bakan arkadaşımı ulaştırma bakanını bir odaya aldım, Efkan Ala da bir başka odada. Tek tek not aldık bunları son Bakanlar Kurulumuzda bakan arkadaşlarımıza dağıttık. O resmin bütünleşmesini sağladık. Bir temayül yapıyor, oradan bilgi alıyoruz. Bu sefer bir başka süreç kattık, sivil toplum kuruluşlarımızı adayları tayin noktasında yardımcı olmaya çağırdık. 81 ilde sandıkları kurarak o şehrin sivil toplum kuruluşlarının tümüne davetiye gönderdik. Bugün 113 bin 750 kişi bizim anketimize katılmış. Birtakım mesajlar da aldım. İlk defa bir parti benden görüş beyan etti. STK'ların tümüne, yönetim kurulu üyelerine gönderdik. Ankara'da 8 bin 300 kişi geldi oy kullandı. Bulundukları yerden kalkıp oy kullanıyorlar. Bu en geniş katılımlı demokratik katılımlı bir katılım süreci" dedi.
"BİZİM HEDEFİMİZ BÜTÜN RENKLERİ TAŞIMAK"
"Teşkilattan aldığınız geri bildirimler nasıl bir ak parti profili" sorusu üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:
"Hayat çok renkli o renklerin tamamını yansıtması lazım bir partinin. Şu anki grubumuza gitseniz, TBMM'ye bizim grupta Türkiye'nin her rengini göreceksiniz. Kulise girin, bir rengarenk Türkiye topluluğu birbirleriyle şakalaşırken o lehçeleri yansıtan bir grup. Başka partilere baktığınızda birbirine ezberletilmiş. Bizim hedefimiz bütün renkleri taşımak. Bir insanın iddiasının olması hesabının değil. Hesap herkeste olur ama iddia sadece misyon sahiplerinde olur. Nepotizmle, millete ve tarihe sahip olanları arıyoruz. Öncelikli olarak teşkilat unsurlarımızla devlet tecrübesine sahip bunları bir araya getireceğiz. Ahlaki vasıflar bunu hep göz önüne aldık. Bir insanın kıyafeti o savaşa nasıl yaklaştığını yansıtır bir Osmanlı akıncısı, bir cepken çok açıktır. Aynı dönemdeki şövalye zırhlara bürünmüştür. Öylesine ağır zırhı vardır ki hareket etmez. Hayat insana yükler getirir, bagaj diyeceğimiz yükler. Böyle yükler yoksa, manevrası yüksek birikim oluşur. Bagajı olan ağır zırhları almış, onlarla hareket ederken zorlananları bulundurmamaya çalışacağız. her renk her bölge her lehçe ve her dağın eteğinde büyüyen. Her ırmağın kenarında büyüyen her bölgeden insanları."
"SAYIN CUMHURBAŞKANI İLE BENİM ARAMDA HERHANGİ BİR ÇATIŞMA KRİZ OLMAZ"
Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında tartışma olduğu iddialarıyla ilgili soru üzerine Başbakan Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı ile benim aramda herhangi bir çatışma kriz olmaz. Çok köklü bir dostluğumuz var. Birbirimizden emniyet içinde olduğumuz. Sayın Abdullah gül için de geçerlidir. Öyle bir geçmişimiz var. Ünvan sahibi olduktan sonra birine dost olunmuşsa onlara bir dönem tanımak lazım. Ben Sayın Cumhurbaşkanımız 2002'de davet ettiğinde istişare yaptım. Başbakanlık teklifini de ne Cumhurbaşkanımız bana sordu ne ben ona sordum. Ben hiçbir vazife için bir lobi yapmadım bir kulis yapmadım bundan sonra da bulunmam, talepte bulunmadım. Kendisiyle barışık olan birinin böyle birinin böyle bir hırsla davranması benim dünyamda yoktur ama görevi aldıktan sonra hırsla ve azimle çalışmak benim dünyamda var. Ben de bir kez imayla dahi beni mi düşünüyorsunuz diye sormadım. Yaptığım işi en iyi şekilde yapmak dışında zihnimde bir düşünce yoktu. Görev tevdi edilmedi orada ilan edildi. Sayın Cumhurbaşkanımız beni çağırıp seni düşünüyoruz ben de düşüneyim demedim. Bazılarına şaşırtıcı gelebilir aslında bu bizim siyasi ahlakımızı gösterir. Başka bir partide olsa başbakanlık sürecine giderken öylesine hırslı insanlar olurdu ki biz de böyle olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızla ben ilan edilecek diye haber geldi. İlan edene kadar Cumhurbaşkanımızla Başbakanlık konusunu hiç konuşmadım. Başdanışmanken de herhangi bir konuyu ele aldığımızda hiçbir zaman zihnimi kapalı tutmadım. Ne doğru biliyorsam söyledim. O çok farklı kanaatlere sahip olsa dahi sadece bunu söylemek. Ben bu hafta 3 defa görüştüm Sayın Cumhurbaşkanımızla. Dün de resmi görüşmesi bu görüşmelerin hiçbirinde Sayın Cumhurbaşkanımıza söylemem gereken bir şey var da şu kaygıyla söylememiştim desem tövbe istiğfar ederim. Bizim görevimiz hakkı söylemek. Hakkı olması gereken yerde söylemek. Şundan da çok büyük memnuniyet duyuyorum Sayın Cumhurbaşkanımız da aynı açıklılıkla benimle konuşur. Çünkü o bilir ki benim bir hesabım yok" diye konuştu.
"ORADA BENİM TUTUMUM AÇIK VE NETTİ"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki polemikle ilgili soru üzerine Davutoğlu şunları söyledi:
"Orada benim tutumum açık ve netti. MYK'da Bakanlar Kurulu'nda arkadaşlara ithaf ettim. Herkes bu kurumlarda bu komisyonlarda gelip bana şahsen görüş beyan edebilir. Ben daha söz almış biri sözünü bitirmeden kestiğimi bilmem. Herkesi dinlerim. Bana aktarılmamış bir konu kurumlarda konuşulmamış bir konu. Kim yaparsa yapsın bunu disiplinsizlik diye telakki ederim. Bir daha böyle bir tavır görmek istemiyorum dedim. Onlar da bunu kamuoyuna açıkladılar. Kim olursa olsun kendisine şöyle davranırsa daha iyi olur dediğim halde başka davranırsa ona da gereğine söylerim."
"Sayın Cumhurbaşkanıyla karşı karşıya gelme algısının gerekçesini neye bağlıyorsunuz" sorusu üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızla aramızda şahsi ya da dünyevi bir mesele üzerinde ihtilaf olmaz. Farkı görüşler olur mu? Niye insan başdanışman olur. Her gün duymasını istediği şeyler için insan başdanışmanlık yapabilir mi? Benim vazifem başdanışmanken açık yüreklilikle düşüncemi söylemekti. Bu konuda da hep biz dinamik ilişki içinde olduk. Filistin meselesinde gözyaşları içinde karar almışız. Başbakan olduğunuzda ilişkinin doğasında bir değişiklik oluyor. Türkiye'deki sistem şu anki, bazıları buna parlamenter sistem hayır parlamenter sistem falan değil."
(İHA)